Ana Sayfa
     Editör
     Rabbim...
     Ziyaretçi defteri
     Gel Efendim
     Pismanlık
     Düşünen insanlara
     Kar Tanesi
     Ebruli
     Bir hadis
     Kutsal Emanetler
     Dedim ki;
     Laleler
     Kutlu Dogum
     Güncel Makale
     Güncel
     İletişim
     Tasavvuf
     Makaleler
     Adamın Dönüşü (H)
     Çöle İnen Nur
     Yüzlerce Salat
     Namazın İnşaası
     Namaz Niyetleri
     Namaz ve Sağlık
     Namazın Esrarı
     Namazı Terk
     Kılmama Bahaneleri
     Uydudan Kabe
     Başörtülüyüm
     D. Ali Videoları
     Video Şiir
     Video ilahi-ezgi
     Video Kur'an
     Can Muhammed
     Kırık Testi I
     Kırık Testi II
     Kırık Testi III
     Kabir ve Ötesi
     Yağmur
     Dualar
     Peygam. Kızları
     Salat-ı Tefriciyye
     Nebiler Sultanı
     Kıssadan Hisseler
     Sahabe Şuuru
     Galeri
     Kronoloji
     Nur'dan Damlalar
     40 Hadis
     Aforizma
     Pompei (ibret)
     online istatistikler
     Günce
     Hikayecik
     Asr-ı Saadet
     Kuddüs ism-i Şerifi
     İşin Allah'a Kalması
     Cevşenin Tesiri
     Cevşen-i Kebir
     Dinin Direği
     Aciz Yakarış
     Nebe Suresi
     Mülk S. Tebareke
     Yasin Suresi
     Şeytanın Hileleri
     Latife ve Nükteler
     Komiklik
     Boykotlar
     Esma-ül Hüsna
     Nefsi Yenmek
     M.Akif Arsivi
     Şeyh Şâmil
     Malcolm X
     Veda Hutbesi
     Hilal Tv
     RAP
     Saadeti Edebiyye
     Sesli Kitap
     Niye moralin bozuk
     Kabus
     ihlas Risalesi
     Kuran iklimi
     Esref Ziya
     smileyler
     Videolu hatim
     Gazze Katliamı
     Ahmet Yasin
     Köpek israil
     Haftanın Makalesi
     cevsen indir
     Gidalar uzerine
     Sevap Fabrikalari
     esma
     Gelseydin
     Ashab-i Kehf
     Zilhicce Ayi
     Zehranin Gozleri



yaSamed - Yağmur


بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Sizin için gökten su indiren O'dur� (Nahl Suresi, 10)
 
 
Ya
ğmur
 

Vareden'in adıyla insanlığa inen Nur
Bir gece yansıyınca kente Sibir da
ğından
Topra
ğı kirlerinden arındırır bir Yağmur
Kutlu bir zaferdir bu ebabil duda
ğından
Rahmet vadilerinden boşanır ab-ı hayat
En müstesna do
ğuşa hamiledir kainat

Yıllardır boz bulanık suları yudumladım
Bir pelikan hüznüyle yürüdüm kumsalları
Ya
ğmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım

Hasretin alev alev içime bir an düştü
De
ğişti hayel köşküm, gözümde viran düştü
Sonsuzluk çiçeklerle donandı yüre
ğimde
Ya
ğmalanmış ruhuma yeni bir devran düştü

İhtiyar cübbesinden kan süzülür Nebi'nin
Gökyüzü dalgalanır ipekten kanatlarla
Mehtabını düşlerken o mühür sahibinin
Sarsılır Ebu Kubeys kovulmuş feryatlarla
Evlerin arasına dikilir yeşil bayrak
Yeryüzü avaredir, yapayalnız ve kurak

Zaman, ayaklarımda tükendi adım adım
Heyûla, bir a
ğ gibi ördü rüyalarımı
Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım

Ya
ğmur, gülşenimize sensiz, baldıran düştü
Düşmanlık içimizde; dostluklar yaban düştü
Yenilgi, ilmek ilmek dü
ğümlendi tarihe
Her sayfaya talihsiz binlerce kurban düştü

Bir güzide mektuptur, ça
ğların ötesinden
Ulaşır intizarın yaldızlı sabahına
Yayılır o en büyük muştu, pazartesinden
Beyazlık dokunmuştur gecenin siyahına
Susuzluktan duda
ğı çatlayan gönüllerin
Sükutu yar, sevinci dualar kadar derin

Çaresiz bir takvimden yalnızlı
ğa gün saydım
Bir cezir yaşadım ki, yaşanmamış, mazide
Dokundu
ğun küçük bir nakış da ben olsaydım

Sensiz, kaldırımlara nice güzel can düştü
Yarılan gö
ğsümüzden umutlar bican düştü
Ya
ğmur, kaybettik bütün hazinesini ceddin
En son, avucumuzdan inci ve mercan düştü

Melekler sa
ğnak sağnak gülümser maveradan
Gümüş ibrik taşıyan zümrüt gagalı kuşlar
Mutluluk na
ğmeleri işitirler Hiradan
Bir devrim korkusuyla halkalanır yokuşlar
Bir bebe
ğin secdeye uzanırken elleri
Paramparça, ateşler şahinin hayalleri

Keşke bir gölge kadar yakınında dursaydım
O mücella çehreni izleseydim ebedi
Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım

Sarardı yeşil yaprak; dal koptu; fidan düştü
Baykuşa çifte yalı; bülbüle zindan düştü
Katil sinekler deldi hicabın perdesini
İstiklal boşluğunda arılar nadan düştü
Dolaşan ben olsaydım Save'nin damarında
Tablosunu yapardım yıkılan her kulenin
Ebedi aşka giden esrarlı yollarında
Senden bir kıvılcımın, süreyya bir şulenin
Tarasaydım bengisu fışkıran kakülünü
On asırlık oca
ğın savururdum külünü

Bazen kendine âşık deli bir fırtınaydım
Fırtınalar önünde bazen bir kuru yaprak
U
ğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım

Sensizlik depremiyle hancı düştü; han düştü
Mazluma sürgün evi; zalime cihan düştü
Sana meftun ve hayran, sana ram olanlara
Bir bela tünelinde a
ğır imtihan düştü

Badiye yaylasında koklasaydım izini
Kefenimi biçseydi Ebva'da esen rüzgar
Seninle yıkasaydım acılar dehlizini
Ne kaderi suçlamak kalırdı ne intihar
Üstüne pırıl pırıl damladı
ğın bir kaya
Bir hurma çekirde
ği tercihimdir dünyaya

Suskunlu
ğa dönüştü sokaklarda feryadım
Tereddüt oymak oymak kemirdi gururumu
Bahira'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım

Haritanın en beyaz noktasına kan düştü
Kırıldı adaletin kılıcı; kalkan düştü
Mahkumlar yargılıyor; hâkimler mahkum şimdi
Hakların temeline sanki bir volkan düştü

Firakınla kavrulur çölde kum taneleri
Ahuların içinde sevdan akkor gibidir
Erdemin, bereketin doldurur haneleri
Sensiz hayat topra
ğın sırtında ur gibidir
Şemsiyesi altında yürürsün bulutların
Sensiz, yükü zehirdir en güzel imbatların

Devlerin esrarını aynalara sorsaydım
Çözülürdü zihnimde buzlanmış düşünceler
Okşadı
ğın bir parça kumaş da ben olsaydım

Sensiz, tutundu
ğumuz dallardan yılan düştü
İlkin karardı yollar, sonra heyelan düştü
Güvenilen da
ğlara kar yağdı birer birer
Sensizlik diyarından püsküllü yalan düştü

Ya
ğmur, duysam içimin göklerinden sesini
Ya
ğarsın; taşlar bile yemyeşil filizlenir
Yıldırımlar parçalar çirkefin gövdesini
Sel gider ve zulmetin çöplü
ğü temizlenir
Ya
ğmur, bir gün kurtulup çağın kundaklarından
Alsam, ölümsüzlü
ğü billur dudaklarından

Madeni arzuların ardında seyre daldım
Küflü bir manzaranın çürüyen güllerini
Senin için görülen bir düş de ben olsaydım

Şehirler kabus dolu; köylere duman düştü
Tersine döndü her şey sanki; asuman düştü
Kırık bir kayık kaldı elimizde, hayali
Hazindir ki; dertleri asmaya umman düştü

Ayrılı
ğın bağrımda büyüyen bir yaradır
Seni hissetmeyen kalp, kapısız zindan olur
Sensiz do
ğrular eğri; beyaz bile karadır
Sesini duymayanlar girdabında bo
ğulur
Ana rahminde ölür sensizlikten bir cenin
Şaşkınlı
ğa açılır gözleri, görmeyenin

Saatlerin ardında hep kendimi aradım
Bir melal zincirine takıldı parmaklarım
Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım

Sensiz, ufuklarıma yalancı bir tan düştü
Sensiz kıtalar boyu uzayan vatan düştü
Bir kölelik ruhuna mahkum olunca gönül
Yüzyıllardır dorukta bekleyen sultan düştü

 

 

 

Ay gibisin; güneşler parlıyor gözlerinde
Senin tutkunla mecnun geziyor güneş ve ay
Her damla bir yıldızı süslüyor göklerinde
Sümeyra'yı arıyor her damlada bir saray
Tohumlar ve iklimler senindir; mevsim senin
Mekânın fırçasında solmayan resim senin

Ya
ğmur, birgün elimi ellerinde bulsaydım
Güzellik şahikası gülümserdi yüzüme
Senin visalinle bir gülmüş de ben olsaydım

Tavanı çöktü aşkın; duvarlar üryan düştü
Toplumun gündemine koyu bir isyan düştü
İniltiler geliyor doğudan ve batıdan
Sensizlikten bozulan dengeye ziyan düştü

Islaklı
ğı sanadır ahımın, efgahımın
İçimde hicranınla tutuşuyor nağmeler
Sendendir eskimeyen cevheri efkarımın
Nazarın ok misali karanlıkları deler
Bu de
ğirmen seninle dönüyor; ahenk senin
Renkleri birbirinden ayıran mihenk senin

Bir hüzün ülkesine gömülüp kaldı adım
Kapanıyor yüzüme aralanan kapılar
Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım

Ya
ğmur, sayrılığıma seninle derman düştü
Beynimin merkezine ölümsüz ferman düştü
Silindi hayalimden bütün efsunu ömrün
Bir dönüm noktasında aklıma Rahman düştü

Nefsinle yeniden çizilecek desenler
Çehreler yepyeni bir de
ğişim geçirecek
Aydınlı
ğa nurunla kavuşacak mahzenler
Anneler çocuklara hep seni içirecek
Ya
ğmur, seninle biter susuzluğu evrenin
Sana mü'mindir sema; sana muhtaçtır zemin

Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım
Batılı yıkmak için kuşandı
ğın kılıcın
Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım

Kardeşler arasında heyhat, su-i zan düştü
Zedelendi sa
ğduyu; körleşen iz'an düştü
Şarkısıyla yaşadık yıllar yılı baharın
İnsanlık bahçemize sensizlik hazan düştü

Ya
ğmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım
Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım
Dokundu
ğun küçük bir nakış da ben olsaydım
Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım
U
ğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım
Bahira'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım
Okşadı
ğın bir parça kumaş da ben olsaydım
Senin için görülen bir düş de ben olsaydım
Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım
Senin visalinle bir gülmüş de ben olsaydım
Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım
Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım
Batılı yıkmak için kuşandı
ğın kılıcın
Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım
Nurullah Genç




Bu safya hakkında bir öneriniz veya şikayetiniz mi var?
 
Bugün 50 ziyaretçi (57 klik) misafirimiz bizimleydi!

لا اله الا الله محمد رسول الله
www.yasamed.tr.gg
Free Website Counter
Kere Tıklandı

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol