Can Muhammed
Gelirim ey dost, ayaklarım kanasa da dikenlerden,
Dar kafeslerden kurtulup, kırıp zincirlerimi yine Sana gelirim.
Gelmesem Sana, Sensizlikten yok olurum.
Yolunda ölmek için, Seni ararken, Sende tükenmek için gelirim.
Yalınayak, başı açık dosta kavuşmanın hayaliyle çıktım yola.
Gül'e doğru savurdu rüzgar beni.
Dağın bağrındaki ateşten, kainatı ısıtan güneşten sordum gül diyarını.
"Güllerin Efendisi'nden destur almak için ne lazımç"dedim.
O'nun adını duyunca, dile geldi dağlar ve taşlar, tebessüm etti güneş.
Hepsi bir ağızdan,
"Teri gül kokan Gül Sultanı'ndan kabul görmek için
Seher kapılarının önünde kul olasın,
Bel kırıp boyun burasın.
Hakk'a yönelip el pençe divan durasın."dediler.
Sonra, "İnsan olana saygı duyasın,
Yaralı gönüllere muhabbetinle merhem olasın."
diye nasihatte bulundular.
"Hakk'ın sadık dostuna, hidayetin güneşine,
inayetin gözbebeğine, rahmetin timsaline,
Habib'i Zişan'a ve O'nun aline ve ashabına
milyon kere salat ve selam olsun."dediler.
Ah Efendim, Can Efendim, Gül Efendim!
Dosta giden çile dolu yollarda, getirdiğin huzuraö
Nurunun aydınlığına muhtacım.
Bilirim kılavuzu Sensin dosta çıkan yolların,
Haritası Sana emanet edilmiştir gül coğrafyasının.
Günahkar bedenimi yüklenip azıksız bir heybeyle,
Nuruna kavuşmak ve şefaatine ulaşmak için yöneldim kapına.
Güneşin ağlayarak doğduğu bir vakitte,
Sızlanmışım vardır ney misali.
Serin seherlerde uykularım kaçıran hasretin vardır.
Seni ararken rüzgara döktüm derdimi.
Sessiz bir ah'la kanatlandı kuşlar.
Ağır ağır aktı mavi bir menzile doğru bulutlar.
Kanayan gül yapraklarından,
Yaralı bülbüllerden geldi selamı baharın.
"Andım yıne Seni her şey yadımdan silindi
Hayalin gönlümün tepelerinde gezindi
Bu bir serap olsa da acılarım dindi
Andım yine Seni her şey yadımdan silindi."
Hayalini kurdum binlerce yıl uzaktan.
Bir tebessümüne hasret kaldı günahkar bakişlarım.
Hayalin bile serinliktir kavrulan ruhum için,
Hayalin bile tat verir acıyan yüreğime.
Adın geldiği ve ismin can olduğu zaman cümlelerimin özüne,
Yok olur bütün düşmanlıklar ve savaşlar.
Hz. Ömer'in öfkesi, potanda eridi Efendim.
Hz. Vahşi, günahları için gözyaşı dökmeyi
Senden aldığı nameyle öğrendi.
Gel Efendim, bir gece yarısı cesedime can olmak için gel!
Ah Efendim, andım yine Seni her şey yadımdan silindi.
"Keşke hep aşkınla oturup aşkınla kalksam
Ruhlar gibi yükselip de ufkunda dolaşsam
Bir yolunu bulup gönlünden içeri aksam
Keşke hep aşkınla oturup aşkınla kalksam."
Aşkının odunda pervaneler gibi can verip yansam.
Bu safya hakkında bir öneriniz veya şikayetiniz mi var?