Ana Sayfa
     Editör
     Rabbim...
     Ziyaretçi defteri
     Gel Efendim
     Pismanlık
     Düşünen insanlara
     Kar Tanesi
     Ebruli
     Bir hadis
     Kutsal Emanetler
     Dedim ki;
     Laleler
     Kutlu Dogum
     Güncel Makale
     Güncel
     İletişim
     Tasavvuf
     Makaleler
     Adamın Dönüşü (H)
     Çöle İnen Nur
     Yüzlerce Salat
     Namazın İnşaası
     Namaz Niyetleri
     Namaz ve Sağlık
     Namazın Esrarı
     Namazı Terk
     Kılmama Bahaneleri
     Uydudan Kabe
     Başörtülüyüm
     D. Ali Videoları
     Video Şiir
     Video ilahi-ezgi
     Video Kur'an
     Can Muhammed
     Kırık Testi I
     Kırık Testi II
     Kırık Testi III
     Kabir ve Ötesi
     Yağmur
     Dualar
     Peygam. Kızları
     Salat-ı Tefriciyye
     Nebiler Sultanı
     Kıssadan Hisseler
     Sahabe Şuuru
     Galeri
     Kronoloji
     Nur'dan Damlalar
     40 Hadis
     Aforizma
     Pompei (ibret)
     online istatistikler
     Günce
     Hikayecik
     Asr-ı Saadet
     Kuddüs ism-i Şerifi
     İşin Allah'a Kalması
     Cevşenin Tesiri
     Cevşen-i Kebir
     Dinin Direği
     Aciz Yakarış
     Nebe Suresi
     Mülk S. Tebareke
     Yasin Suresi
     Şeytanın Hileleri
     Latife ve Nükteler
     Komiklik
     Boykotlar
     Esma-ül Hüsna
     Nefsi Yenmek
     M.Akif Arsivi
     Şeyh Şâmil
     Malcolm X
     Veda Hutbesi
     Hilal Tv
     RAP
     Saadeti Edebiyye
     Sesli Kitap
     Niye moralin bozuk
     Kabus
     ihlas Risalesi
     Kuran iklimi
     Esref Ziya
     smileyler
     Videolu hatim
     Gazze Katliamı
     Ahmet Yasin
     Köpek israil
     Haftanın Makalesi
     cevsen indir
     Gidalar uzerine
     Sevap Fabrikalari
     esma
     Gelseydin
     Ashab-i Kehf
     Zilhicce Ayi
     Zehranin Gozleri



yaSamed - Ah Şu Pişkin Yahudiler


Ah Şu Pişkin Yahudiler
Nuray Kahraman http://www.yenicaggazetesi.com.tr/resimler/1259321980.jpg
06 Ocak 2009 Salı
 

Meğer bütün bu vahşeti yapan, onca insanı kadın, çocuk demeden katleden ve dahi elektriğini suyunu kesen, şehre yardım girişini engelleyen İsrail değil Hamas’mış. Bu gayet inandırıcı bilgiyi getiren fasık ise İsrail Türkiye büyükelçisi… Alçak yüzüne yayılan sevimsiz gülümsemeyle, gayet rahat konuşurken, katledilen çocuklar için; “İsrail’in çocukları ne olacak peki?” diyor. Korku içindeymiş zavallıcıklar. Sanki kafası, bacağı kopan Yahudi çocukları? “Kullanılması yasak olan fosforlu misket bombalarının kullanıldığı ispat edildi, ne diyorsunuz?” sorusuna ise; kes-kel alaka başka konulardan bahsederek gayretsiz bir geçiştirme yoluna gitti. Utanmazlık, fütursuzluk gırla… Açık açık biz dinimizin gereğini yapıyoruz, sizin gibi kutsal kitabımızı okumasak duvarlarda asılı bıraksak böyle bir mücadelenin içerisinde bulunmazdık dese ya.

Tevrat diyor ki;

“Rabbin miras olarak sana vermekte olduğu bu kavimlerin şehirlerinden nefes alan kimseyi sağ bırakmayacaksın.” (Tensiye Bölümü ayet 10-17 sayfa:197)

“O gün Rab Abraham’a ahd edip dedi: Mısır ırmağından büyük ırmağa, Fırat ırmağına kadar senin zürriyetine verdim. (yani sıra bize de gelecek)” (Tekvin Bölümü 18. Ayet sayfa:13)

“Onları kasaplık koyunlar gibi ayır ve öldürme günü için onları hazırla.” (Yeremya Bölümü Ayet 3 sayfa: 736)

“Onların her şeylerini tamamen yok et ve onları esirgeme; erkekten kadına, çocuktan emzikte olana, öküzden koyuna, deveden eşeğe kadar hepsini öldür.” (1.Samuel Bölümü Ayet 3 sayfa:286)

Belki şöyle bir soru yöneltilebilir: Ne kadar da muharref Tevratla örtüşüyor zulümleri?

 

Gelelim bizim tarafa, bizden haberler ne yönde?

Şer gördüğümüzdeki hayırdan başlayalım ilk olarak; İsrail’in alçakça saldırısına binaen hep birlikte eski günlere dönüverdik. Şu her günümüzün eylemlerle geçtiği action dolu günlere. Topyekûn şahlanılan (birkaç pürüzü saymazsak şayet) hep bir ağızdan aynı nidaların duyulduğu o günlere. Binlerce yürek hep bir ağızdan lanet yağdırıyor katillere ve onun işbirlikçilerine. Yumruklar yüreklerle birleşip göğe yükseliyor ve hep bir ağızdan getiriliyor tekbirler. Ant içiyor samimi Müslüman neferler.

 

İnşallah bundan sonra grubunu, cemaatini, hizbini, mezhebini, partisini karıştırmadan sadece Allah rızası için bir duvarın tuğlaları gibi olmayı başarırız. Sabır ve özveri formülü bu!

Hizipçiliği bırakmak; ‘o da yapıyor’ bahanesine sığınmamak. Sen doğru ol ki doğrultabil. Rabb’im diyorsa ki; “ayrılmayın gücünüz azalır.”Demek ki ayrılmayacağız. Namaz ayeti farz da bu ayet gayr-ı müekked sünnet mi? Kimse kimsenin fikrini benimsemek durumunda değil ama ortak paydalar da buluşmak, birleşebilmek zorundayız. Teşbihte hata olmaz, evlilik kurumu gibi; birbirini değiştirmeye çalışmaz, olduğu gibi kabul eder, müşterek noktalar da birleşirsen gül gibi geçinirsin vesselam.

 

Gelelim bir sonraki level’a. Gündemi sıcak tutmak, unutkan insanlığa intifadayı unutturmamak gerekiyor. Derin uykularından uyandı birileri evet ama uykuya zaafı olan bedenler tekrar dalar dünyevi güzelliklerle bezeli rüyalarla marine edilmiş vazgeçemedikleri uykularına. Şu kış-kıyamet de soğuk, yağmur altında çamur üstün de o semt senin bu semt benim, dayanır mı narin bedenler! Ayrılır mı na-müsait mesailer… Bir film de Amerikan Subayı: “Siz Türkler çok unutkan bir milletsiniz.” diyordu ya hani, işte o hesap. Bir haftaya kalmaz bu vahşet görüntülerine alışır bizim millet. Şehit sayısını artırmaz, stabil tutabilirlerse akıllarına bile gelmez. Afrika’da açlıktan ölenler ne kadar umurlarındaysa o kadar olur işte. Malum birkaç yüz kişi gelir meydanlara o kadar. (fazla mı pesimistim Allah’ım?)

 

Sabırlar taştı evet ama ne yapılabilir? Öfkenin, nefretin kusulmasının yanında acilen oturup, dayayıp yumruğu şakağa kafa yormak ve hatta kafa patlatmak gerekir. Onlara yapılan bana yapılmıştır, çiğnenen bayrak, akıtılan kan, dökülen gözyaşı benimdir. Aç kalan, ilaçsız kalan, üşüyen, korkan, çaresiz beden benimdir. Ne yapmalıyım Allah’ım, bana yol göster.

Ben oturdum düşünüyorum. Herkes düşünsün ve bir yere varılsın artık.

Evet, mitingler sıklıkla yapılsın, sayı gittikçe azalarak değil artarak ama. Yahudi ürünleri boykot edilsin (erkekler sigaralarından, hanımlar deterjanlarından feragat edebilirlerse tabi)Yardımlar da gönderilsin tamam ama ya sonra? B planı nedir onu sorguluyorum, öyle bir plan var mı?

“İsrail şaşırma sabrımızı taşırma!” diyoruz ya hep bir ağızdan, e taşsın artık bir zahmet. Ne sabırlı ümmetmişiz ya Rabb! Açlar, açıktalar, ölüyorlar… Daha ne bekliyoruz, ne gibi bir trajedi sabrımızı taşırabilir, ayrıca taşarsa da ne olur? Yani ne yaparız böyle bir durumda! Değil mi ki mümin mümine aynadır, mümin mümine dosttur. Dostun aç, yaralı ve dahi ölüyor. Oturmaya gelmedik baylar, bayanlar. Kalk ve bir şeyler yap. Çoğunluğu sokaklara dökülmeyi, gereksiz ve sonuç anlamayacak boş bir çaba olarak görüyor. Soralım sokaklara dökülmeye ikircikli yaklaşanlara; “Ne yapabiliriz mesela?” Cevapları şöyle; dua etmek, gece 3’de kalkıp teheccüd  namazı kılmak, dua zincirleriyle Allah’tan yardım istemek. Mitingde bir konuşmacı şöyle diyordu; “Biz dinini koruyamadık ona sahip çıkamadık Allah’ım… Bize dünya güzel gösterildi, biz ona meylettik. Var dinini sen koru…” Üzülerek belirteyim ki mucizeler sona erdi, Allah tabiî ki onları helak edebilir ama o zaman zulme seyirci kalan sizler de onlarla gideceksiniz. Hiç mi Kuran meali okumaz insan? Allah zulmü bizim elimizle bertaraf etmek istiyor. Ne bekliyorsunuz? Ebabil kuşlarını mı yollasın Yaratan!

 

Yunanlının öldürülen bir genci için ülkelerinin altını üstüne getirdiğini görüp de, sokaklara dökülen, öfkesi taşmış milyonlarca insanın lanetler yağdırdığı bir avuç yahudiye neden hükmünün geçmediğini birileri izah etsin bana. Bana ne uluslararası sözleşmelerden, ekonomik bağımlılıktan? Ben borç almadım o alçaklardan, ürünlerini bile kullanmam. Nato’ya bağlı, Amerika’ya bağımlı değilim, hiçbir anlaşmaya imza atmadım, Namert-Olmert ile görüşen ona bağlılık yeminleri eden de ben değilim. Birilerinin zamanında ve hatta şu an yaptığı hataların bedelini neden ben ahretimi kaybetmekle ödeyeyim? Üstelik binlerce lira maaşım, içine gömüldüğüm bilmem hangi hayvanın derisinden yapılma koltuklarım da yokken. Dünya ABD ve Yahudilerin kuklası durumunda... Ne acı bir tablo ki, Arap dünyası en sessiz kalanlardan. Hiçbir ülke kalkıp da şerefsize şerefsiz diyemiyor. Ya aynı duruma düşmekten yahut ekonomik sıkıntılara maruz bırakılmaktan korkuyor. Ama bireylerin talepleri ülke siyasetine yön verir. Biz şahlandık mı bir kere yöneticimiz de ona göre davranır, ya da davranmak zorunda kalır. Suçlamak kolay senin farkın ne demezler mi adama?

Nazi zulmünden kaçıp yerleştikleri topraklar da zulüm öyle olmaz böyle olur nidalarıyla kök söktüren, sayısız kitaplar ve filmlerle holocost ajitasyonu yapan korkaklıklarıyla müsemma bir milletin 60.000 askeri mi korkutacak şahadet için yakaran yürekleri? HAŞA!

“Biz dünyayı çok sevdik, ölüm bizden uzak olsun.” diyor ya birileri…

Biz dünyayı hiç sevmedik, ölüm hep ensemizde.

 NE MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENLERE.

 
Bugün 143 ziyaretçi (166 klik) misafirimiz bizimleydi!

لا اله الا الله محمد رسول الله
www.yasamed.tr.gg
Free Website Counter
Kere Tıklandı

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol